(ANKARA) – CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Türkiye’de üretilip, yurt dışına satılan silah ve askeri mühimmatın kimler tarafından kullanıldığının takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi halde Türkiye’nin uluslararası arenada istenmeyen hukuki sonuçlarla karşılaşabileceğini söyledi. CHP’li Salıcı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e “Her ne koşul altında olursa olsun bedelli veya bedelsiz, geçici veya ücretsiz olarak herhangi bir üçüncü tarafa; ihraç edilen ürünün satılmayacağı, ödünç verilmeyeceği veya teslim edilmeyeceği taahhüdü alınması üzerine verilen son kullanıcı belgesindeki taahhütlerin takibi nasıl yapılmaktadır?” diye sordu.
Salıcı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na yazılı soru önergesi sundu. Salıcı önergesinde, savunma sanayi sektörünün son 10 yılda 185 ülkeye 230 çeşit ürün ihraç ettiğini belirtti. 2023 yılının, bir önceki yıla göre döviz bazında yüzde 27’lik artışla, 5,5 milyar dolarlık ihracatla tamamlandığını kaydeden Salıcı,”Türkiye’de kilogram başına ihracat tutarı ortalamada 1,57 dolar iken, savunma sanayiimiz geçtiğimiz yıla oranla kilogram başına ihracat değerini yüzde 14 arttırarak 65 doları aşmıştır. Sektörün genel ihracat pazarındaki payı ise yüzde 2,5’e yükselmiştir” bilgini aktardı. Salıcı, şunları kaydetti:
“Sektörde yaşanan bu büyümenin, ülkemizin uluslararası sorumluluğunun da her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Satılan silah ve sistemlerin doğru son kullanıcıların elinde olmasını sağlamak tüm ülkelerin olduğu gibi Türkiye’nin de sorumluluğudur. Bu konu şu anda bir problem yaratmasa da; ülkemiz zamanla, ithalatçı ülkelerin kullanımına bağlı olarak, uluslararası arenada istenmeyen hukuki sonuçlarla karşı karşıya kalabilir. Sektörün ekonomik, askeri ve teknolojik etkisi kadar dış politika ve siyasetle de doğrudan etkileşim içerisinde olduğu düşünüldüğünde; konunun çok yönlü bir yaklaşımla ele alınması mecburidir.”
“Son 10 yılda Milli Savunma Bakanlığı’na yapılan ihracat izni başvurularından kaçı kabul edilmiş, kaç başvuru reddedilmiştir?”
Oğuz Kaan Salıcı, Bakan Güler’e şu soruları yöneltti:
“- Türkiye menşeli askeri mühimmatın ülkemiz ve ülkemizin çıkarları aleyhine kullanılmaması için ithalatçı ülkeler herhangi bir garanti vermekte midir?
Türkiye’den ihraç edilen askeri mühimmatın ülkemizi uluslararası alanda zor durumda bırakacak bir eylemde kullanılmasının ve bunun sonucunda ülkemizin yaptırımlarla karşı karşıya kalma olasılığının önüne nasıl geçilecektir?
Her ne koşul altında olursa olsun bedelli veya bedelsiz, geçici veya ücretsiz olarak herhangi bir üçüncü tarafa; ihraç edilen ürünün satılmayacağı, ödünç verilmeyeceği veya teslim edilmeyeceği taahhüdü alınması üzerine verilen ‘son kullanıcı belgesi’ndeki taahhütlerin takibi nasıl yapılmaktadır?
Son kullanıcı belgesindeki taahhüde aykırı fiillerin tespiti halinde ithalatçı ülkeye ne gibi yaptırımlar uygulanmaktadır?
Son 10 yılda taahhüt almadan, ‘son kullanıcı belgesi’ olmadan kaç mühimmat ihraç edilmiştir?
İhracat izni işlemlerinin inceleme ve değerlendirme aşamalarında irdelenen somut ve objektif kriterler nelerdir?
İhracat izin sürecinde Dışişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi konuyla ilgili kurumlardan görüş alınmakta mıdır?
Son 10 yılda Milli Savunma Bakanlığı’na yapılan ihracat izni başvurularından kaçı kabul edilmiş, kaç başvuru reddedilmiştir?
Ülkemizden ihraç edilecek silahlı mühimmatta belli oranda yabancı menşeli ürünler kullanılmışsa satış için o ülkeden de izin istenmekte midir?
Satış izni için şart koşulan yabancılık oranı nedir, bu kapsamda izin istenen ülkeler hangileridir?
5201 ve 3212 sayılı kanunlar ile 7 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi söz konusu ihtiyaçları karşılamakta yeterli midir, konu ile ilgili yeni bir kanuni düzenleme yapılması planlanmakta mıdır?”